HADİ BU GÜN DEĞİŞİK DÜŞÜNCE TOHUMU EK ZİHİN BAHÇENE...

Fiziksel beden ve enerji bedenlerimiz de dahil olmak üzere, yaklaşık 70 trilyon volt enerjimiz var. Bu çok yüksek enerji nereye gidiyor da bizim enerjimiz düşüyor, mutsuzuz, yorgunuz ve hayattan keyif almıyoruz? Dikkatimiz nerede ise enerjide  oraya akıyor. Dikkatimiz gün boyunca, zihnimiz vasıtasıyla bir geçmişe, bir geleceğe, tuttuğumuz duygulara, öfkeye, nefrete, kızgınlık ve kırgınlıklara akıp gidiyor. Farkında mıyız peki? Birçoğumuz değiliz ama günde zihnimizden 70-90 bin düşünce geçiyor. Tutunduğumuz duygular ise bir süre sonra o kadar katılaşıyor ki bedenimizin dengesi bozuluyor ve hasta oluyoruz. Bilim insanları "bu muhteşem çalışan bedeni hasta etmek çok zor aslında" derken, bizler çok kolay ve çabuk hasta oluyoruz. Ve neredeyse bu hastalıkların tamamı zihinsel sebeplere bağlı. Artık kendimizi hasta edenin kendimiz olduğunu fark etme zamanı geldi; güzel haber ise bunu başarabiliyorsak -ki zor olan bu- iyileştirmek de bizim elimizde demek ki. Bizleri hangi düşünce, duygu ve inançlar bu hale getirdiyse onları değiştirirsek yeni bir yaşam, mutluluk, iyileşme, bolluk, başarı ve şans dolu bir yaşamda mümkün. Bunu yapanlar, başaranlar var ve bunları çok şükür ki paylaşıyorlar, okuyoruz, dinliyoruz. Peki dinlediklerimize inanıyor ve bir şeyler yapıyor muyuz? Asıl mesele bu. Yoksa kurban bilincinde ve yoklukta kavruluyor ve diğer insanlara özenerek mi yaşıyoruz?

Her şeyin mümkün olduğunu unuttuk ve hala "ben yapamam" modunda mıyız?

Artık şunu fark edelim, zihnimizde yarattığımız bir film, bir rüya, bir illüzyonun içindeyiz. Zihnimiz bir bahçe ve oraya zamanında hangi inanç ekildi ise sadece onu görüyor, yaşıyoruz ve tüm bu gördüklerimizi gerçek zannediyoruz, yani senaryoda ne varsa film öyle şekilleniyor ama gerçek değiller. Zamanında ayrık otları ekilmiş olabilir ama sen fark ettikçe bunları sökebilir ve nasıl bir film istiyorsan, bahçene o tohumları ekip büyütebilirsin. Zor gibi geliyor ama değil, sadece biraz zaman, emek ve sabır istiyor. Hatta zaman içinde bu senin için çok muhteşem bir proje haline bile gelebilir. Düşünsene, sen düşündüğün ve inandığın şeyi değiştiriyorsun, senin dünyan değişiyor ve bizler bunlara mucize diyoruz. Ve sen, ben, bizler tüm bu mucizeleri yaşamayı hak ediyor ve layiğız, yeter ki isteyelim, inanmasak da başlayalım. Zamanla o inanç da oluşacak, inandıkça da daha kolay ve hızlı olacak. Enerjin yükselecek, iyileşeceksin ve hayatına daha yüksek enerjili deneyim ve kişileri çekeceksin. Fark et, bu günkü durumu sen, geçmişteki duygu ve düşüncelerinle yarattın. Olmaz dedin olmadı, yok ki dedin yok oldu, gelmez dedin gelmedi ve sonra da ben biliyordum, demiştim dedin. Evet sen dediğin, düşündüğün için öyle oldu zaten bunu fark et. Sen başka bir şey deseydin, başka bir şey olacaktı, bu kadar basit aslında.

"Değişmek, iyileşmek istiyorum ama kendim yapamıyorum" diyorsan da yardım al, bu kendine yapacağın en büyük yatırım ve iyilik. Sen değişirsen enerjin değişecek ve dünyan da değişecek.

Hadi şimdi biraz dur, gözlerimi kapat, derin birkaç nefes al ve ver. Sor kendine "bu gününden, kendimden memnun muyum?" "Değiştirmek ister miyim tüm bu gerçekliği?" "Benim en iyi halim, en iyi versiyonum nasıl olurdu?" Bir bak bakalım hangi görüntüler gelecek. Biraz kal orada, böyle olsaydın nasıl hissederdin? Duygularını da koy içine. 5 dak yapman yeterli başlangıçta. Aç gözlerini ve bak bakalım enerjin nasıl yükseldi. Bu enerjide, düşüncede kal, sadece oraya odaklan. Başka düşüncelere izin verme, takılma hiçbirine. Fırsat buldukça yapmaya devam et, kısa bir süre sonra hayatında ufak ufak değişiklikler olmaya başlayacak, sadece devam et. Zamana takılma, olmadı diye şikayet etme, sadece devam et ve şükret her haline, olana ve olmayana da.

"Senin kabın küçükse, okyanusun suçu ne?'" demiş Mevlana, kabını genişlet, bu senin elinde ve hatırla sihirli değnek sensin.

Sevgiyle kal, dualarım seninle...